Diyete Devam Edebilmek İçin 4 Anahtar
Diyette olmak çoğunlukla sadece fikir olarak bile yorucu bir şeydir. Uğruna acı çektiğiniz bu süreci başarıyla sonuca ulaştırmak için verdiğimiz 4 önemli ipucunu dikkatle inceleyin.
İstediğiniz kadar süsleyin... "Diyet" sevimsiz ve tahrik eden bir sözcüktür. Sizi aniden acıktıracak denli sinyaller yollayabilen, hakkında planlar yaptığınız, uğruna acı çektiğiniz bir sürece işaret eder. Peki, başlamak bile zorken sürdürmek nasıl mümkün olabilir? İşte size 4 anahtar.
1) Amacınızı Unutmayın!
Nasıl kilo vereceğinizden önce, ne kadar kilo vereceğinize odaklanın. Hemen ardından da, asla yanlış bir metoda yönelmeden uzmanınızı seçin. Kilo aralığınıza bakarak, içinde bulunduğunuz durumu isimlendirin.
- Normal kiloda mısınız? Aşırı kilolu musunuz? Yoksa obezitenin kapılarına mı dayandınız?
- Porsiyon ölçünüzü belirleyin ve günden güne azaltın. Sizin için doğru olan porsiyon miktarını, size ancak sizin medikal geçmişinizi bilen ve yorumlayacak denli donanımlı olan bir doktor söyleyebilir.
- Sıkı sıkıya inandığınız yahut kısa vadede sonuçlar aldığınız yanlış bilgiler, sizin başarınızı bloke ediyor olabilir.
- Hareket, sağlıklı beslenme sürecindeki bir insanın hayatına dahil etmesi gereken unsurlar arasında.
- Her zaman spor salonlarına gidemeyebilirsiniz. Bunun yerine televizyon başından kalkmanız ve yarım saatinizi ev içinde bile olsa yürüyüşe ayırmanız size fayda sağlar. Ancak unutmayın düzenli bir spor programı da, diyet programı da işinin ehli olan kişilerin rehberliğinde sonuca ulaşır.
2) Kişisel gerçeklerinizi göz önünde bulundurun.
Kişilik, yiyeceklere yönelimlerimizde doğrudan rol oynar. Eğilimlerinizi bilemek, sizi kendi zaaflarınıza karşı korumanın ilk adımıdır.
Atak: Eğer ataksanız elinizin hemen altında duran ve bir çırpıda ağzınıza atabileceğiniz şeyleri kendinizden uzaklaştırın. Tek lokmalık kurabiyeler, buzdolabında hazır bekleyen börekler, dondurucunun elinden 5 dakikada kurtulabilecek hazır pizzalar gibi...
Unutkan: Eğer yediklerinize dikkat etmeyen biriyseniz (örneğin heyecan la bir program seyrederken önünüze gelen yiyeceğe bakmadan ya da önemsemeden ağzınıza atıyorsanız) sizi o an için ayıltacak bir uyarana ihtiyacınız var. Örneğin belki de siz "Hey! Bu yediğim faydalı mı?" diye her defasında kendisine sorması gerekenlerdensiniz.
Gergin: Eğer ileri düzeyde kaygılı bir insansanız, yeme içme konusu sizin için ayrı bir tepki alanı... Çoğu kişi kendisini yiyerek yatıştırır. Çoğu da kendisine zarar verecek denli aç kalır.
İnatçı: Keskin kişilikler, kilo verme konusunda diğer gruplardan daha başarıdırlar. Çünkü kural koyucular kendileridir. Zamanlama, organize olma ve ayarlama konusuda bu kişilik grubunun üzerine yoktur.
Sosyal: Kendi evlerinde bile sosyal olan kimseler mönülerini misafirlere göre belirlediklerinden düzenli bir liste uygulamaları zorlaşır.
3) Çift Güç: Diyet ve Egzersiz
Sıklıkla karşılaşılan bir soru vardır: "Önce diyet mi gelir, egzersiz mi?" Diyet, en başta da söylediğimiz gibi sevimsiz bir sözcüktür. Egzersiz ise, caydırıcı ve korkutucu bir anlam taşıyor. Ancak siz sağlıklı olmaya karar verdiğinizde, yaşam tarzınızla ilgili bir şeyleri gözden geçirme niyetini beslemektesinizdir. O birini diğerine tercih etmektense, onları etkileştirmek en doğrusu olacaktır.
Öyleyse, doğru beslenme ve egzersizin kombine olmuş hali form tutmak için eşsiz bir birleşimdir.
4) Kendinize verdiğiniz sözü tutmak gibisi yoktur!
Başarılı olmak için kendinizi anlamalı ve kilo kaybetmeyi hedeflediğiniz sürece odaklandırmışınız. Öyleyse, başlamadan önce kendinize bazı sorular sormak, kendi gerçeklerinizle yüzleşmeniz gerekir.
Örneğin; Bunu yapmaya hazır mıyım? Bu içten gelen bir motivasyon mu?
Aksiliklerle ve olumsuzlarla baş ederek bu süreci devam ettirebilecek miyim? Tastamam hedefime odaklanabilecek bir süreçte miyim? Şayet iş değiştirmek üzereyseniz yahut dikkatinizi dağıtacak bu türde geçiş dönemlerinin arifesindeyseniz, söz gelimi, çözülmemiş uzun vadeli kişisel sorunlarınız varsa bu sizin kilo kaybetme disiplinimi doğrudan etkiler. Sonuç olarak, kendinize hazır olduğunuzu her anlamda taahhüt etmelisiniz. Birileri istedi, baskı yaptı, yahut sizi zorladı diye değil, buna ihtiyacınız olduğunu siz düşündüğünüz için.
Ve hazır olana dek, ihtiyacınız olan sabrı kendinize gösterin... Hiçbir şeyin jet hızıyla gerçekleşmeyeceğini, uzun süren başarıların uzun süren hazırlık ve çalışmaların ürünü olduğunu daima anımsayın. Ve en önemlisi, kendinizle sözleşin; Çünkü insanın kendisine verdiği sözü tutması kadar nefis bir şey yoktur!
Haber Türk